AHH beni en çok yaralayan konu olan çiftler... O kadar çok çift var ki bu memlekette benim bile psikolojimi bozdular, zavallı bekar Korelileri düşünemiyorum. Artık gına geldi adım başı vıcık vıcık çift görmekten. Şeyini çıkarmadan sevin kardeşim. İşin vahim kısmı da bunların çoğu birbirini çok sevdiğinden değil, sanki biriyle çıkması gerekiyormuş ve bir görevi yerine getiriyormuşçasına sevgili oluyorlar. Toplumsal yapı onları buna zorluyor. Hatta tanıdığımız bi Koreli abi çift yüzüğü takıyordu. Ben de sanıyorum ki en az 2-3 yıldır çıkıyorlar ve baya ciddi düşünüyorlar. Sorduk ve meğerse çıkmaya başlayalı sadece 3-4 ay olmuş ve yüzük takmışlar. Bunun üstüne woaa çok seviyor olmalısın yüzüğü taktığına göre deyince de hayır, pek sayılmaz demesin mi?
Erkekler mükemmel sevgili olmaya gayret ediyor. Belki de dizilerle çıta o kadar yükselmiş ki buna mecbur kalıyor zavallıcıklar. Aman sevgilim, canım cicim sevgilim havasındalar ve bu biraz samimiyetten uzak. Kızlara bebek muamelesi yapıyorlar resmen (Gerçi kızlar da bebek gibi davrandığından olabilir). Ayakkabı bağcıklarını bağlama, üşümesin diye ceketinin önünü kapama falan... Tamam, böyle söyleyince biraz romantik geldi ama kızın eli yok mu canım! Kızlar da sanki bunları yapmak oğlanların göreviymişçesine sadece put gibi duruyorlar. Yok canım ben yaparım benim elim kolum var demiyorlar. Kızlar bulmuş böyle oğlanları köle gibi kullanıyorlar kikiki. Gariplerim de n'apsın kızı elinde tutmak için katlanıyor işte. Tabi bu gözlemlerin yanında çok tatliş çiftler de gördüm. Onlara lafım yok. Ben sadece bu sırf yalnız kalmayayım, sosyal hayatta ortamlarda yanımda birileri olsun diye gezinen tiplere gıcık oluyorum.
Bekarlar da sevgili bulma derdinde. Sevgilisi olmayanlar hep bi dertli hep bi arayışta. Yalnızların yardımına da genelde arkadaşları koşuyor. Sogeting (소개팅) denilen tanışma buluşmalarıyla insanlar taliplerini arıyor kkk. Arkadaşların arkadaşlarına yine başka bir arkadaşını ayarlaması da denilebilir. Bizdeki görücü usulü buluşma heh işte bu. Birbirini tanımayan beyler ve bayanlar arkadaşlarının ara buluculuğuyla düzenlenen bir yemekte tanışırlar. Birbirlerinden hoşlaşırlarşa, elektrik alırlarsa yeni çiftimize merhaba! Ha bi de unutmadan ‘’couple’’ şeyleri burada oldukça revaçta. Sevgililer çift tişörtü ve aynı ayakkabıyı giyip aynı takıları takabiliyorlar.Tamam kabul bazen kıskansam da insan bi yerde yeter be kardeşim anladım sevgiliniz var diye haykırmak istiyor :(
Ayrıca burada çiftler hemen hemen her gün her an görüşüyorlar- özellikle de 'campus couple' diye tabir ettikleri aynı üniversiteye giden çiftler. Yemekten tutun da ders çalışmaya kadar her şeyi birlikte yapıyorlar. En çok özendiklerim de kafelerde beraber ders çalışan havalı çiftler. Sokaklarda ne kadar vıcık vıcıklarsa bir ödev ya da sınava çalışırken de bir o kadar ciddiler.Karşılıklı oturup hiç konuşmadan, oynaşmadan saatlerce pür dikkat kendilerini işlerine verebiliyorlar. Şakşakşak 👏 Anlayacağınız boş zamanlarının tümünü birbirlerine ayırıyorlar. Bu gelenekten dolayı, genel olarak son sınıfta sevgili yapmak istemiyorlar. İş güç bulma derdine girince sevgilinin dikkat dağıtıcı olduğunu düşündüklerinden ve her gün görüşemeyecek kadar meşgul olduklarından böyle işlerden bir süre ellerini ayaklarını çekiyorlar. Bunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım; çünkü Türkiye'de asla üniversite son sınıf öğrencisinden duyulamayacak şeyler bunlar. Bizde tam tersi en çok son sınıfta arayış oluyor, insanlar evde kaldım birini bulmam lazım diye ortalarda dolanıyor.😃
Sadece kadın-erkek ilişkilerinde değil, normal insan ilişkilerinde de yalnızlık eşittir eziklik.Hatta bir arkadaştan yemek önerisi istedim. Kimle yiyeceksin sorusuna yalnız deyince hemen bi vah vah yazık güçlü ol tarzı bir mesajla karşılaştım :( Bundandır ki yalnız dolanan insan pek görülmez sokaklarda ki birlikte dolanan bir arkadaş grubu gördüğünüzde de bu gruptaki üye sayısı genelde hep çifttir. 2'li ya da 4'lü gezmeyi severler. Üç kişilik bir grup zor görülür. Sonuç olarak Kore insanları yalnız kalmayı sevmiyor azizim. E ne diyelim, bekar Koreli kardeşlerimize sabır dileyip bu yazımı da burada bitireyim.
G.
No comments:
Post a Comment